Ağız içindeki yaralar birçok başka şeyin habercisi olabileceği gibi sigara ve alkol kullananlarda kanser belirtisi de olabilir.
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurgül Kömerik, ağız içinde oluşan yaraların ağız kanseri habercisi olabileceğini belirtti. Doç. Dr. Kömerik, ağız kanserinin başlıca nedeninin sigara ve alkol tüketimi olduğunu söyledi.
Ağız sağlığının önemine dikkati çeken Doç. Dr. Nurgül Kömerik, vatandaşların genel sağlığı için düzenli olarak ağız muayenesine gitmesini önerdi. Doç. Dr. Kömerik, ağız içinde oluşan ve nedeni bilinmeyen yaraların ’ağız kanseri’ riskini doğurduğunu söyledi.
Ağız kanserlerinde sigara ve alkolün tetikleyici rol üstlendiğini belirten Doç. Dr. Kömerik, "Yapılan çalışmalar, ağız kanseri gelişme riskinin sigara kullananlarda, kullanmayanlara oranla sigara içme miktarı ve süresiyle orantılı olarak 5 ile 17 kat fazla olduğunu gösteriyor. Aşırı alkol tüketimi de ağız kanserlerinde risk faktörüdür. Sigara ve alkol tüketiminin birarada olması kanser gelişim riskini artırıyor. Bu kişilerde ağız kanseri gelişme riski 35 kat daha fazla. Bu nedenle alkol ve sigara tüketiminden uzak durulması gerekiyor" diye konuştu.
HER TÜRLÜ YARA, AĞIZ KANSERİ ENDİŞESİ DOĞURMAZ
Ağız içinde meydana gelen her türlü yaranın ağız kanserinin belirtisi olarak yorumlanmaması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kömerik, şunları kaydetti:
"Ağız içindeki kötü huylu değişimler, yüzeyi kadifemsi, hafif aşınmış, düz veya pürüzlü kırmızı sahalar şeklinde başlar. Çizgili veya yamalı görünüm veren beyazlaşmış bölgeler şeklinde de bulunabilir. Ağrıya neden olmadığı için bu erken dönemlerde oluşan kanser gözden kaçabilir. Ancak ileri dönemlerde yumru, şişlik veya iyileşmeyen bir yara halindeyken hastanın dikkatini çeker. Çok ilerlemiş olgularda ise dişlerde sallanma, ağrı veya dudakta uyuşukluk olabilir. Çene altında veya boyunda misket gibi sert kitleler ele gelebilir. Ağız kanserleri benzer görünüm veren diğer daha masum lezyonlarla, örneğin, iltihabi lezyonlarla, travmatik doku yaralanmaları sonucu oluşan aşınmalar veya ülserlerle karıştırılabilir. Bu nedenle her türlü yara, ağız kanseri endişesi taşımaz. Herkes düzenli diş hekimi kontrollerini yaptırmalıdır."
KANSER BELİRTİLERİ
Kanserin ilk belirtisinin 2 hafta boyunca ağızda iyileşmeyen yaralar olduğunu anlatan Doç. Dr. Kömerik, ağız kanserinin özellikle 45 yaş ve üstünde görülme sıklığının daha fazla olduğuna değindi. Erkeklerde, kadınlara oranla ağız kanseri vakalarının daha sık görüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Nurgül Kömerik, "Uzun süredir var olan beyaz veya kırmızı bölgeler, iyileşmeyen ve kolayca kanayan yaralar, hassasiyet varlığı, yanakta, dudakta ve ağız içinde kitle, uyuşukluk, boğaz ağrısı ve boğaza bir şey takılmış hissi kanser endişesi doğurmaktadır. Bu durumlarda biyopsi (kitle örneği) alınarak teşhise gidilmelidir" dedi.
KORUNMA YOLLARI
Ağız içi kanserinin toplumda yeterince bilinmediğine dikkat çeken Doç. Dr. Kömerik, her 100 kanser olgusunun 2’sinin ağız içinde oluştuğunu kaydetti. Ağız kanserlerine yakalanan bir hastanın en fazla 5 yıl yaşama şansı bulunduğunu anlatan Doç. Dr. Nurgül Kömerik, ağız kanserinden korunmak için düzenli olarak diş hekimine gidilmesini, sigaranın bırakılmasını ve aşırı alkol tüketilmemesini tavsiye etti.
0 yorum: