mini vazo

30 Mart 2013 yazildi.

maden suyu şişesinden mutfak masamın üzerine yaptığım mini vazo.







Gözlerinizi tekrar açın kilo verin

29 Mart 2013 yazildi.

İş beslenmedeki porsiyon ölçülerine gelince, gerçekten aşırı büyük bir dünyada yaşıyoruz gibi görünüyor. Amerikalılar sadece fast food restorantlarında değil, evlerinde de çok büyük porsiyonlar ile yemek yemeye bağımlı hale geldiler. 

Uzmanlar sağlıklı zayıflamanın sırlarını açıkladı..

Aslında, son 20 yılda birçok ülkede porsiyon oranları dramatik bir şekilde gittikçe büyüdü kalori oranından çok yüklü miktardaki porsiyonlar artık aşırı kabul edilmemeye başlandı. Kendimize evde yemek hazırladığımızda çok büyük porsiyonlar kullanmaya başladık ve bunu çok doğal karşılıyoruz. Bunlarla beraber maalesef bel kalınlığımız da aynı ölçüde büyümeye devam ediyor. Aşağıdaki 3 sözde küçük ama yararı çok büyük öneri ile daha iyi bir Beslenme düzenine sahip olun, belinizin kalınlaşmasına izin vermeyin :

1: Gözlerinizi tekrar açın

Kilo verip zayıflamak veya sahip olduğunuz kiloyu korumak istiyorsanız yemek miktarını ayarlamak aynı hangi yemekleri seçmeniz gerektiği ile aynı önemi taşımaktadır. Basitçe söyleyelim, makul miktarda porsiyonlar alarak, hem sevdiğiniz yiyecekleri yiyip hem de kilo verebilirsiniz. Yiyecek miktarını ölçerken küçük ve derin olmayan tabaklar kullanmak, büyük ve derin tabaklara oranla gözlerinizi oranlamakta daha faydalı olacaktır. Ayrıca küçük tabağa dolduracağınız yemek ile beraber psikolojik olarak doyurucu ve yeterli miktarda yemek yediğinizi daha kolay anlayabilirsiniz.

2. Yiyecek etiketlerine kolayca aldanmayın

Markete girdiğinizde yiyecekleri etiketlerine bakarak karşılaştırırsınız. Bu sizin yaptığınız rejim için iyi bir yoldur. Ama hemen etiketlere kanmayın, etikete şöyle bir Göz atmak size hikayenin tümünü anlatmayacaktır. Eğer siz de birçok tüketici gibiyseniz, ilk olarak kalori etiketine bakarsınız fakat önemli olan o yiyecekten yiyeceğiniz porsiyona göre kalori hesabını yapmaktır. Genelde birçok hazır yiyecek ürünü karmaşık besin değerleri sunar. Mesela bir çikolatalı kurabiye kutusuna bakın, aynı miktarda yiyeceğiniz tereyağ ve fıstıklı bir krakerin porsiyonu ortalama 80 kaloriyken, çikolatalı kurabiyelerin bir porsiyonunun ortalama 160 kaloriye denk geldiğini göreceksiniz. Hangisini almanız gerektiği konusunda çok kolay bir karar önünüzde duruyor değil mi? Şimdi daha yakından bakın. Tereyağ ve fıstıklı krakerin tüm kalorisinin 80 olduğunu, fakat baktığınız çikolatalı kurabiyenin sadece bir tanesinin 160 kalori olduğunu pakette ise 3 tane bulunduğunu fark edeceksiniz.

3. Beslenme Bilgilerini Avantaja Dönüştürün

Son zamanlarda birçok fast food restoranı ürünleri hakkında beslenme bilgilerini müşterileri ile paylaşmaya başladı. Mesela çok meşhur bir hamburgerin 260 kalori ancak daha ünlü ve daha büyük bir burgerin de 560 kalori olduğu bilgilerini bizlere sunuyor. Bununla beraber gittiğimiz diğer restoranlarda bu bilgilere rastlamıyoruz çünkü oralarda da büyük porsiyonlar artık çok sıradan doğal şekilde karşılanıyor. Alacağınız kaloriyi azaltmak ve normal ölçülerde beslenmek için sipariş verirken porsiyonu biraz küçük yapmalarını söyleyebilir, bir çocuk menüsü şeklinde istediğinizi belirtebilirsiniz.Ayrıca unutmamalısınız ki önünüze gelen tüm porsiyonu bitirmek zorunda değilsiniz, birazını ayırır yemezseniz faydalı olacaktır. Doğru porsiyonları öğrenip, beslenme değerleri hakkındaki bilgileriniz de arttıkça siz farkında olmadan aşırı yemek yemekten kurtulacaksınız ve beslenme stiliniz çok doğru bir yönde gelişecektir. Beslenme rejiminize ekleyeceğiniz bir dondurma veya kurabiye sizin sağlıklı düzeninizi bozmayacaktır, yeter ki miktarı ve sıklığını uygun ölçülerde tutmayı başarın. Porsiyonlar hakkında daha akıllıca düşünmeye başladığınızdan itibaren kilo vermeye başlayacak ve bunu sağlıklı bir şekilde başaracaksınız.

Anne ve bebekleri mutlu edecek internet sitesi Mompery.com açıldı!

yazildi.


Annelere müjdeli bir haberimiz var. Siz ve bebeğinizin tüm ihtiyaçlarını, uygun fiyatlarla alabileceğiniz bir internet sitesi daha yayına başladı. Artık bebek bezi, biberon, çocuk giyim, hamile ürünleri, bebek arabası, bebek şampuanı gibi ürünleri almak için mağaza gezmeye son! Bebeklerinizin rahatlığına ve şıklığına değer katan ürünlere yer veren bir site olan Mompery, her 3 günde bir yenilenen butikleri ve her sabah 7’de açılan yepyeni ürünleriyle %90’a varan indirimli alışveriş keyfini ayağınıza getiriyor.

Mompery.com’da bir gün kızınız için muhteşem bir elbise görmüşken, ertesi gün kendiniz için harika bir yoga pantolonu bulacak veya küçük oğlunuz için mükemmel bir doğumgünü hediye paketi oluşturacak ; bebek bezlerini aldığınız indirimli fiyata şaşırıp kalacaksınız…


Mompery.com dünyasına hemen girmek için; www.mompery.com adresinden üye olmanız yeterli! Üye olduğunuzda 20 TL hediye çeki ve ilk 100 TL alışverişinize 20 TL “ekstra” indirim kuponu kazanma fırsatı kısa bir süre için sizleri bekliyor. Ayrıca "Avvio, Hello Kitty, Huggies, Kotex, Wonderwalls, Be Cool” gibi önemli markalardaki ürünleri hem kendiniz hem de sevdikleriniz için satın alabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Türk kadını topuklu ayakkabı giyemez

yazildi.

Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istendi.

İzmir'deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan Ortopedi Uzmanı Doç.Dr. Levent Karapınar, topuklu ve ince burunlu ayakkabı tutkunu kadınlara uyarılarda bulundu.

Türk kadınının ayak yapısının taraklı olduğunu kaydeden Doç.Dr. Karapınar, mağazalarda yer alan Fransız ve İtalyan yapımı ayakkabıların, ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyledi. Daha uzun boylu ve şık gözükmek adına pek çok kadının topuklu, dar burunlu ayakkabıyı tercih ettiğinin altını çizen Doç.Dr. Karapınar, Avrupa'da imal edilen ayakkabıların Türk kadınının ayak yapısına uymadığını belirterek mecbur kalınmadıkça topuklu ayakkabı kullanılmamasını istedi.

Doç.Dr. Levent Karapınar, "Vitrinleri süsleyen ve pek çok bayanın imrenerek baktığı topuklu ve ince burunlu ayakkabılar, Türk kadını için ciddi tehditler oluşturuyor. Çünkü bu ayakkabılar Avrupalı kadınların ayak yapılarına göre imal ediliyor. Üretimler genelde İtalyan ve Fransız bayanlara göre tasarlanıyor. Türk insanının ayak yapısı taraklı ve nispeten daha geniş. Bu nedenle ülkemizde yaşayan ve topuklu ayakkabıdan vazgeçemeyen bayanların sorun yaşaması kaçınılmaz oluyor. Kadınlarımızın bu fiziki nitelikleri üreticiler tarafından göz ardı ediliyor. Üretimde, kalıtımsal özelliklerin de ön planda tutulması gerekir" dedi.

Doç.Dr. Karapınar, topuklu ayakkabı kullanımında ayağın tam olarak yere basamadığını ve bunun da sorunları yanında getirdiğini belirtti. Doç.Dr. Karapınar, "İnsanın yükünü en fazla taşıyan nokta olan topuk devre dışı bırakılınca kemiklerde erken bozulmalar meydana geliyor. Genç yaşlarda bu sorunları fark etmeyen bayanlar, ileri yaşlarda geri dönüşü olmayan sağlık problemleriyle karşılaşabiliyor. Bu nedenle topuklu ayakkabı kullanımında şıklığımız kadar sağlığımızı da düşünmeliyiz" diye konuştu.

pancar

27 Mart 2013 yazildi.

pancar ismini görünce sanırım herkes farklı farklı yemekler düşünmüştür. buralarda yani Amasya ve çevresinde pancar denildiği zaman dağdan bayırdan toplanan bu otlar gelir akla. bu otların hepsinin bir adı var ama ben bunları evlendikten sonra gördüğüm için bilemiyorum. ama pişirmesini öğrendim. çok da lezzetli.
yapılışını resimlerle anlatmaya çalıştım. 
pancarlar yıkanıp ince ince doğranır. yağ soğan sotelenir. isteyen içine kıyma veya pastırma kullanabilir. ben pastırma yerine sucukları ince doğrayarak kullandım. pancarlar biraz soğanla kavrulur. suyu ve bulguru katılarak pişirilir. 
son aşama olarak sarımsaklı yoğurt üzerine dökülerek servis yapılır.












Sezon Modasını Saçınla Yansıtmaya Hazır Mısın?

26 Mart 2013 yazildi.

Farklı renk ve yapılardaki saçlara özgü farklı ürünler sunan TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ile Haute Couture saç stilleri yaratmak mümkün.

Londra Moda Haftası’nın 17 yılı aşkın süredir saç sponsoru olarak ''Saçın Tarzındır'' diyen TONI&GUY Saç Bakım ve Şekillendirme Ürünleri ''Moda, artık yalnız güzel bir kıyafet almak değil! Bugün modada STİL satın alıyorsunuz'' diyen tasarımcı Elif Cığızoğlu ile Mercedes Benz İstanbul Fashion Week kapsamında muhteşem bir iş birliğine imza attı.

Modanın giyilen üründen çok seçilen stile dönüştüğünü söyleyen Elif Cığızoğlu, koleksiyonunun stilini TONI&GUY Türkiye saç danışmanı Kemal Baykar ve ekibinin yarattığı saçlarla tamamladı.

''TONI&GUY Presents ELIF CIĞIZOĞLU'' ismiyle anılan bu muhteşem görsel şölen 14 Mart 2013 Perşembe günü Pera Palace Hotel Jumeirah’ta moda severlerin beğenisine sunuldu.


Modanın ayrılmaz parçasının saçlar olduğunu çok iyi bilen TONI&GUY, Londra Moda Haftası kulislerinde edindiği deneyimle geliştirdiği yeni saç bakım ve tarzına özel şekillendirme ürünleriyle Türkiye’de de saçının tarzıyla buluşmasını isteyenlerin bir numaralı tercihi oldu!

Tarzın ister klasik, ister ışıltılı, ister yaratıcı olsun http://www.sacintarzin.com/sendeuygula adresindeki videolar ve diğer zengin içeriklerle dünyadaki moda trendlerine uygun saç tasarımlarını saçlarına yansıtman çok kolay!

Sezon modasını saçlarınla buluşturmak istiyorsan, TONI&GUY’ın Şekillendirme kategorisi altında yer alan Casual, Glamour, Classic ve Creative koleksiyonlarını daha yakından tanıman için detaylar aşağıda;


Casual: Zamanın karmaşasına inat, pratik, hızlı ve doğal bir stil sunuyor. Serideki ''Deniz Tuzu Etkili Şekillendirici Sprey'', ''Şekillendirici & Yağ Emici Saç Pudrası'' ve ''Esnek Tutuşlu Saç Spreyi'' favorin olacak!

Glamour: Eğlenmeden duramayan, dikkatleri üzerine çekmeyi seven, gösterişli ve parıltılı bir stil. Serinin ürünlerinden ''Işıltı Verici Köpük'', “Nemlendirici & Parlaklık Verici Sprey'', “Işıltı Verici & Elektriklenmeye Karşı Koruyucu Serum'' ve “Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' seni bekliyor.

Classic: Asla modası geçmeyen, zamanın ötesinde bir stilin altın anahtarı. ''Parlaklık Verici Serum”, ''Bukle Belirginleştirici Sprey'', ''Orta Tutuşlu Saç Spreyi'' ile nostaljik ve sofistike saçlara sahip olmak hiç de zor değil!   

Creative: Hayatın sınırlarını zorlayarak yaşayan ve her zaman cesur olanların stili. ''Şekillendirici Krem Jöle'' ve ''Ekstra Yüksek Tutuşlu Saç Spreyi'' ile hayal gücünü yansitan saçlar yarat!

Men: Şampuandan saç şekillendiricisine sadece erkeklere özel bir koleksiyonla saçın tarzınla buluşuyor! ''Yoğun Arındırıcı Şampuan'', ''2'si 1 Arada Kepeğe Karşı Etkili Şampuan ve Saç Kremi'' ve ruhunu hayatına yansıtan birbirinden değişik stiller için ''Şekillendirici Wax'' ve “Şekillendirici Krem Jöle'' seni bekliyor.

TONI&GUY hakkında daha detaylı bilgi için:
www.sacintarzin.com
www.hairmeetwardrobe.com
facebook/hairmeetwardrobe
twitter/hair_wardrobeTR
youtube/hair_wardrobeTR

Bir bumads advertorial içeriğidir.

fırında tavuk

25 Mart 2013 yazildi.

eşimin bizlere hazırladığı alüminyum folyo ile fırında tavuk. 
eşim arada sırada mutfağa girip bize böyle güzel süprizler yapar. bunlardan biride bu akşamdı. güzel bir yemek yaptı bize. bende fırsatı kaçırmayıp bu güzel yemeği fotoğrafladım ve sizlerle paylaşmak istedim.
ellerine sağlık canım benim. ellerin dert görmesin. 
bu güzel süprizlerinin devam etmesi dileğiyle....













Sevgilinizin tweet'ini Domino's Pizza kutusunun üstünde görseniz hoş olmaz mıydı?

20 Mart 2013 yazildi.

dominos kafan gider

Sevgilisine ilginç bir sürpriz yapmak isteyenler yaşadı. Türkiye'de sosyal medyanın en etkili markalarından biri olan Domino's Pizza yepyeni bir Twitter projesine imza atıyor. #kafangider hashtag'iyle tweet atan herkesin Twitter nick'i (kullanıcı adı) Domino's Pizza kutularına basılıyor.

Uygulama kısaca şöyle. Twitter'dan veya kafangider.com mikro sitesi üzerinden Twitter hesabınızla bağlanarak (Twitter connect) #kafangider hashtag'iyle tweet atıyorsunuz. Bu tweet'ler arasından gün içinde en çok retweet alan ilk 3 tweet'i sahibinin nick'iyle birlikte site sayfasındaki pizza kutusunun üzerinde görebiliyorsunuz.

2 hafta boyunca sürecek uygulamada, toplamda en çok retweet edilen ilk 3 tweet, atanın nick'iyle beraber Domino's tarafından özel olarak üretilecek gerçek pizza kutularının üstüne basılacak. Ayrıca uygulamaya katılıp, tweet atan herkesin nick'leri de bu özel pizza kutusu üstünde yer alacak.

Bu projenin ödülü de eksik değil tabi. Uygulamaya kafangider.com üzerinden tweet atarak katılan kullanıcılar arasından yapılacak çekilişle her gün 30 kişiye bedava pizza kuponu dağıtılıyor.

Düşünsenize sevgilinize özel bir tweet atıyor ve bunu ona bir pizza kutusunda yolluyorsunuz. Keşke bu proje Sevgililer Günü'nden önce yapılsaydı:)

Bir bumads advertorial içeriğidir.

mutfak yenilemesi

19 Mart 2013 yazildi.

mutfağıma ufak dokunuşlarla bir kaç yenileme yaptım. 
bunlardan birincisi tüllerim . tülleri 15 tatide eskişehire gittiğimde aldım 3 tl ye. kestim üzerine perde düğmesi taktım artan tülüde masanın  koyup üzerine  kalın seffaf koruyucu serdim.
ikincisi ise dolaplarım. lojman dolaplarım turuncu renkli teneke dolaplardandı malesef onuda beyaz yağlı boya ile boyadıktan sonra üzerine desenli yapışkanlı kağıtla hareketlendirdim. 
son halini fotoğrafladım beğenilerinize sunuyorum.


 

 



Çanakkale geçilmez

18 Mart 2013 yazildi.

18 Mart Şehitler Günü, aynı zamanda  Çanakkle Zaferinin yıldönümü






İstemsiz titremelere karşı alınabilecek önlemler

15 Mart 2013 yazildi.

Vücutta meydana gelen titremeler, istemsiz olarak tekrarlayan ince ritmik sarsılma hareketleri olarak tarif edilmektedir. Bu tip titremeler vücudun her yanında görülebilmekle beraber en çok ellerde ve başta gözlemlenir. Zaman zaman da ayak ve bacaklarda belirti verir.

Ailevi olarak da görülebilen sebebi bilinmeyen tip titremeler, en sık karşılaşılan şekillerdir. Bu tür titremeler en çok bir bardak kaldırırken ya da el ile bir şeyi işaret ederken belirgin hale gelir. Hareket etmez iken ise titreme yoktur. Bu sırada baş ve ses de titreyebilir.

Bazı ilaçlar ile fayda elde edilebilir. Günlük yaşamın çok zor olduğu şiddetli vakalarda cerrahi yöntemler de beyin cerrahlarınca uygulanabilmektedir.

İlaçlar ve hastalıklar önemli sebepler

Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar ya da hastalıklar da titremelere yol açabilir. Bu hastalıkların başında ileri yaşlarda ortaya çıkan parkinson hastalığı yer alır.

Karaciğer yetmezliği, alkolizm, cıva ve kurşun zehirlenmesi de ciddi titremelere sebep olabilen hastalıklar arasındadır. Yine tiroit hormonunun kanda arttığı hipertiroidi hastalığının belirtileri arasında ellerde titreme sayılır.

Lityum ve bazı depresyon ilaçları yan etki olarak bu belirtileri verir.

Gençlerde görülen titremelerin en sık görülen sebepleri ise stresli ruh hali, kafein ve Alkol tüketimidir.

Titreme fark edildiğinde neler yapılmalı?

Titreme fark edildiğinde doktora gidilmeden önce şikâyetlerin ne zaman ve ne şekilde geldiğine dikkat edilmesi sebebin ortaya çıkarılmasına yardımcı olacaktır.

Kendi başınıza evde yapabilecekleriniz aşağıda kısaca sıralanmıştır.

- Strese sebep olan etmenlerin ortadan kaldırılması bazen titremenin azalmasına yardımcı olmaktadır.

- Kola ağır bir saat ya da bilezik takılması veya elde bir cisim taşınması titremeleri azaltabilmekte ve daha iyi kontrol sağlamaktadır.

- Kazalardan kaçınmak için bir şey içerken bardağı ya da fincanı yarım doldurmak veya kamış kullanmak güvenli bir yoldur.

- Yeterli uyku ve istirahat önemlidir, çünkü yorgunluk titremeleri arttırır.

- Kendi başına titremeye yol açabildiği için kahve, çay ya da kolalı içecekler gibi kafeinden zengin gıdalardan uzak durmakta fayda vardır.

Kendi halinde düzenli bir ritim içerisinde süren titremeler birden şiddetlenir, ek olarak yanına başka belirtiler eklenir ya da günlük hayatla bağdaşmaz hale gelirse tekrar hekime başvurmakta tereddüt etmeyiniz.

bahaaarrrr

14 Mart 2013 yazildi.

 

bahar nihayet bizede yüzünü gösterdi. evimizin önündeki kayısı ağacı çiçeklerini açtı

İlk yıl bebeğe inek sütü vermeyin

yazildi.

Anne sütü verilmesi gereken ilk bir yılda bebeğe normal süt vermenin demir eksikliğine yol açtığını belirten uzmanlar, inek sütündeki proteinin anne sütüne göre daha yüksek olduğu için şişmanlığa neden olduğu uyarısında bulunuyor.

Bebekler için en iyi besinin anne sütü olduğu tartışılmayacak bir gerçek. Tüm bebeklerin gerektiği kadar anne sütü içmesi, hem ailelerin hem de çocuk sağlığı ve beslenmesiyle uğraşan uzmanların en büyük hayali.

Anne sütü konusundaki çalışmalarıyla dikkat çeken ve ‘Hayat Boyu Sürecek Sağlığın Temelleri’ konulu seminere konuşmacı olarak katılmak için Türkiye’ye gelen, Iowa Üniversitesi Çocuk Hastanesi Pediatri Profesörü Dr. Ekhard E. Ziegler, ne kadar çabalasa da her annenin bebeğine anne sütü vermesinin mümkün olmadığını söylüyor.

“Annelerin yüzde 15’i bebeklerine anne sütü veremiyor” diyen Prof. Dr. Ziegler, günümüz mamalarının bebek beslenmesindeki en iyi 2. seçenek olarak görülmesi gerektiğini dile getiriyor.

Demir eksikliğine yol açar

Bebeklere, hayatlarının ilk yılında inek ya da keçi sütü içirilmesini kesinlikle önermeyen Prof. Dr. Ziegler, bunun nedenlerini şöyle açıklıyor:

“1. neden inek sütünde anne sütünün 3-4 katı yüksekliğinde protein bulunmasıdır. Yüksek protein tüketimi ileri yaşlarda şişmanlığa neden olarak böbrekleri yorar.

2. neden inek sütünün sodyum, kalsiyum ve potasyum gibi çok yüksek oranlı bazı mineraller içermesidir. Bu mineraller inek sütüyle alındığında, vücuttan atılabilmeleri yüksek miktarda su alımını gerektirir. Bunların atılması çok yüksek miktarda su kaybına (dehidratasyon) neden olur ve vücudun su stoğu azalır.

3. neden ise demir eksikliğidir. Buna, inek sütünde demirin yok denecek kadar az olması yol açar. Çok sayıda çalışma, 2 yaşına kadar inek sütü içen çocuklarda ciddi demir eksikliği olduğunu göstermektedir. Beynin gelişimi üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı, bu konunun özellikle dikkate alınması gerekmektedir.”

B vitamini açısından eksik!

Prof. Dr. Ziegler, ABD’deki inek sütlerinin B vitaminiyle güçlendirildiğini, Türkiye’de ise böyle olmadığı için ciddi bir B vitamini eksikliğiyle karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Ziegler, “1982’den önce Amerika’da ciddi oranda inek sütü tüketiliyor, bebeklere 3. aylarından itibaren inek sütü veriliyordu. 1982’de Amerikan Pediatri Akademisi’nin ‘1 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır’ şeklindeki yayını üzerine, Amerika’da 1 yaş altında inek sütü tüketimi çok azaldı. Tüketim çok düşük oranlı olarak 10, 11 ve 12. aylardan itibaren başlar oldu” diyor.

Türkiye’nin süt banyosu yok

PROF. Dr. Ziegler, izin süreleri dolduğu için çalışma hayatına geri dönen annelerin süt miktarlarının azaldığını görmenin, sık karşılaştıkları bir sorun olduğunu söylüyor. Bazı annelerin bebeklerine yetecek sütü yokken, bazı annelerin çok miktarda sütü olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ziegler, ihtiyacın üzerinde sütü bulunan annelerin sütlerinin boşa gitmemesi için süt bankalarına bağış yapılmasının önemine değiniyor.

Türkiye’de süt bankası bulunmamasının bir eksiklik olduğunu belirten Ziegler, sütü olmayan annelerin anne sütünü katı gıdayla değiştirmemelerini, bebeğin ciddi miktarda anne sütüne ihtiyacı olması durumunda bunun bir mamayla tamamlanmasını öneriyor.

0- 1 yaş arası beslenmenin püf noktaları

Prof. Dr. Ekhard E. Ziegler, “İdeal bebek beslenmesi nasıl olmalı?” sorusunu, şu sözlerle yanıtlıyor:

“Bebekler, hayatlarının ilk 4 ayı muhakkak anne sütü tüketmeli. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu sürenin 6 ay olması gerektiğini söylese de, anneler bebeklerine en az 4 ay sadece anne sütü vermeye çalışmalı. Anne sütü dışında bebeğin ilk olarak tahıl bazlı ek besinlerle tanıştırılması gerekiyor. Bunun ardından ise sebze ve meyve tüketimi öneriliyor. Bebek beslenmesinde son sırayı ise bebeğin yiyebileceği şekilde ezilmiş ya da parçalanmış etin alması gerekli.”

Hem AIDSli hem de Hamile

13 Mart 2013 yazildi.

Küçük oğluma hamileyken jinekoloğum HIV tarama testi isteyip istemediğimi sordu. Bir an duraksadım. 

Büyük oğluma hamileyken sağlık sigortaları böyle bir hizmet sunuyordu da benim haberim mi yoktu acaba. Doktor yardımcısı Bayan Ercan AIDS testi yaptırmak istermisiniz, diye tekrar soruyor. ‚Tabii tabi isterim.’ dedim büyük bir hevesle.

Aman hiçbir testten eksik kalmayayım. Bebeğim sapasağlam doğsun. Kan aldılar. Test sonucunu bir sonraki rutin kontrollerimde öğreneceğim. Ayyy Devrim bu, hiç sabredebilir mi? Sakin sakin o iki haftanın geçmesini bekleyebilir mi? Herşeyin en kötüsünü hesaplar hep felaket senaryoları yazarım. Nerden bulaşmışsa artık annemin genleri mi yoksa babamın genleri mi? bilemiyorum.

İki haftayı zar zor geçiriyorum. Rutin kontrolümden sonra heyacanla doktoruma soruyorum:’AIDS testinin sonucu nasıl çıktı?’diye. Doktorum:’AAA sizin AİDS siniz mi var?’ diyor şakayla karışık. Sararıyorum aman tanrım nasıl yani diye geçiriyorum içimden. Endişelendiğimi gören doktorum, panik yapmayın lütfen sadece takıldım size, sonuç negatif, diyor.

Birkaç yıl önce Alman Sağlık Bakanlığı’nın bir projesi çerçevesinde ‚Cinsel sağlık ve AİDS’ başlıklı bir internet sitesini ve de broşürleri türkçeleştirdim. Özellikle HİV virüsü taşıyan hamile kadınlar ve onların durumu beni derinden etkilemişti. Ben de anneydim ve ilk bebeğime hamileyken böyle bir testten geçmemiştim. AİDS olabilirdim. AİDS olduğumu bilmeden oğlumu dünyaya getirip onun da aids olmasına neden olabilirdim. Her şey insanlar için. Olabilecek şeyler bunlar. Ben şanslıydım olmadık. Ama olanlar var.

HIV virüsü taşıyan bir anne adayı eğer hiçbir şekilde önlem almazsa, işte o zaman risk çok büyük. Çocuğun virüslü bir şekilde dünyaya gelme olasılığı %14 ile %20 arasında.

Fakat vaktinde testi yapılmış tespit edilmiş anne adaylarının gereken önlemleri almaları kaydı ile bebeklerini sağlıklı bir şekilde dünyaya getirme şansları hayli yüksek. Virüs taşıyıcısı anne adayı özel klinikte takibini yaptırır, doktorunun verdiği ilaçları kullanır, sezaryan ile bebeğini dünyaya getirir ve bebeğini emzirmezse, bebeğin aids olma olasılığı %2 lere düşüyor.

Ben AİDSli kadınların da hamile kaldıkları  ve bebeği dünyaya getirmek istedikleri takdirde, bebeklerin sıkı kontröl dahilinde dünyaya gelmelerinden yanayım. AİDS virüsü taşıyan ve çocuk sahibi bir anne ile olan diyaloğu aktarıyorum size. Kimsenin bu duruma gelmemesi dileklerimle.

KONUK YAZAR
Devrim Ercan-Bozay


HİV virüsü taşıyan ANNE:

„Çevremde eğer bir kez daha hamile kalırsan ne olur?“ sorusuyla karşılaştım. „Bir çocuk daha istermisin“ sorusuna yanıtım, „Evet çok isterim“ oluyor.HIV ve annelik kesinlikle birbiriyle çelişen durumlar değil. Ben tam tersini düşünüyorum. Bu konudaki düşüncem de çok keskin. Çocuklarımla geçirdiğim zamanın başka bir tadı var. Birbirimize daha fazla zaman ayırıyoruz. Bu zamanı da daha derin ve farklı yaşıyoruz. Çocuk sahibi olmak bambaşka bir duygu. İnsana yaşama sevinci veriyor.Çocuklardan alınan hayat enerjisini, gücü ve sevgiyi hiçbirşeyle karşılaştırmak mümkün değil. Bunu size başka kimse veremez.

© Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.

Yazarımıza mail atmak için tıklayınız.

3 Haftada Göbeğinizden Kurtulun!

12 Mart 2013 yazildi.

Hareketsiz yaşam ve yanlış beslenme, fazla kilolarınızın özellikle bel ve göbek bölgesinde toplanmasına neden olur. Bunları uygularsanız, sadece 3 haftada göbek-bel bölgenizi inceltebilirsiniz.

Mekik Hareketi

İşe sabah ve akşam ellişer kez mekik çekerek başlayabilirsiniz. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.

Sopalı Hareket

Enseye koyulan bir sopa yardımıyla sağa ve sola dönerek yapılan bu hareket karnınızın yan tarafındaki kasların şekillenmesine ve göbeğinizin erimesine yardımcı olur.

Yan Mekik

Yan kaslar ve bel kasları için belki de en yararlı hareket bu. Önce sağa doğru yatın. Sağ elinizi sağ kulağınızın üstüne değercesine yaklaştırın. Sol elinizi belinizin sol tarafına sol dirseğiniz gelecek şekilde yerleştirin. Sol elinizle belinizin sağındaki kasları hafifçe tutun. Hızla sağ kolunuzu ve sağ ayağınızı birbirine doğru yaklaştırın. 60 kez tekrarlayın.

Popo Hareketi

Önce sol diziniz üstüne yatıp ayaklarınızı dik koyup rahat bir şekilde ayağınızı kayırabildiğiniz kadar yukarı kaldırıp aşağı indirin. Bu sırada dizinizi fazla bükmeyin. Daha sonra aynı hareketi yine sağ diziniz üstünde dayanarak yapın. Bu hareketi de en azından 30-40'ar kez yapmaya gayret edin. Popo ve çevresindeki yağ dokusunu azaltır.

Yanlara Esneme

Bu harekette önce hazır oldaki gibi dimdik duracaksınız. Sonra hızla sağa ve sola doğru esneyebildiğiniz kadar, dikliğinizi bozmadan esneyeceksiniz. En azından üç dört dakika hızlı bir şekilde yapmaya gayret edin. Baş dönmesi, çok yüksek tansiyonu olanlar için de uygun bir hareket olmayabilir.

portakal kabuğu şekerlemesi

yazildi.


uzun zamandır aklımda olan fakat bir türlü yapmaya fırsat bulamadığım portakal şekerlemesi. portakalların zamanı geçmeden yapmak istedim .benim yaptığım böyle oldu asıl tarifini buradan aldım bakmak isteyenler cahidesultana buyursun 
kokusu ve tadı enfes acılığı hic yok yoğum bir portalak aroması var.  ben nasıl bir sonuç alacağımdan emin olamadığım için 1 portakalın kabuğundan denedim.sonuç mükemmel. tatlı sevenlere tavsiye ediyorum