Başımıza gelmemiş olsa bile çevremizden mutlaka kulağımıza çalınmıştır; komşumuzun, arkadaşımızın ve hatta kardeşimizin kocasının hayatındaki ÖTEKİ KADINLAR!!!
Toplum, aile, ahlaki değerler adı artık her neyse red etsede bu tür ilişkileri, yaşamları maalesef tanık olur ya da duyarız.
Başkasına ait bir erkek, bir çocuğa ait baba hangi sebeple paylaşılmaya cürred edilir. Aşk mı? Tutku mu? Sevgi mi? Hangi sebeptir ki, sizi toplumdan, ailenizden, değer yargılarınızdan soyutlasın ve sizi bir erkeğin gizlediği, meşrulaştırmadığı utanç gibi yaşamasına izin versin!
Hangi şartlardır ki, tanrının annelik gibi bir lütufla şereflendirdiği kadını basiretsiz ve onursuz bir hale getirsin. Kadın olarak düşündüğüm zaman içimi hem büyük bir öfke hem de bir hüzün kaplıyor. Çünkü toplumda bizler, ÖTEKİ KADINLARI eleştirirken onun kadar suçlu olan erkeği her nedense temize çekmek için bir sürü bahaneler buluruz. Öyle ya dişi kuyruk sallamazsa erkek dönüp bakamaz değil mi? Ya da o erkektir yapar...
Peki onun yapması neden bu kadar meşrudur? Namus bacak arasında ise erkekte aynı namusu taşımıyor mu? Dürüst, doğru, güvenilir olmak için; birini aldatmamak, yalan söylememek gerekiyorsa neden, en kutsal birlikteliğe, ailene-eşine -babalığına, çocuğuna yalan söyler, ihanet eder insan? Bunun adı aşktır ya da o anda bulunan başka bir sebep.
Zaten hep bir bahanesi vardır erkeğin aldatmak için; ya sevgi kalmamıştır (bu da saygısızlığa sebep mi tartışılır) ya karım eskisi kadar kendine bakmıyor. Bazen karısının annesidir problem:) hatta kimi zaman çocuktur sorun (çocuklara ayırdığın zaman kadar bana zaman ayırsaydın...). Bu sebepler uzar, o anki ortama göre amaç kendini haklı çıkarmak belkide vicdanını rahatlatmaktır. Ama hiç düşünmez, en son ne zaman karısına sevdiğini söylemiş, ona şık görünmek için rejim yapmış mıdır acaba?:) Bunları sormaz kendine yalnızca ister ve bekler...
Ve gelelim ÖTEKİ KADINLAR a bu tür erkekler cesur olsalar, aşk diye tabir ettikleri bu ilşkilerine ve ortakları olan bu kadınlara meşru yaşama hakkı tanıyarak sahip çıkmazlar mıydı? Saygı duysalar, gizlediği ve toplumun ötelediği sınıfta yaşamaya mecbur ve devam etmezlerdi. Sonuçta sınıfı ne olursa olsun sömürülen hep kadın :(.
Aslında düşünüyorumda ÖTEKİ KADINLAR, her zaman yuva yıkan , üvey anne adayı olan insanlar olmayabiliyor . İlişkilerinde birlikte oldukları erkeği zor duruma sokmamak için bu erkeği ve evliliğini tek başına sırtlanıyorlar.
Erkeğin dinlendiği gizli bir liman olmak adına kendi hayatılarından ödün veriyorlar. Erkek sözde onda bulduğu huzurdan sonra deşarj olmuş olarak, reel hayatına, eşine ve yuvasına sevecen bir aile babası olarak geri dönüyor. Mutlu olmak adına bir kadının hayatıda bu şekilde sömürülüyor işte. Evinde belki de, ne sevigilisi var aklında karısının gözlerine bakarken ne de o limanı:). Nasıl olsa yaşadığı bu yasak ilşkiyi deşifre etmemek için o kadın kendinden daha dikkatli olmalı! Erkek yırtar bir şekilde çıkar işin içinden:).
Dilek YAKA |
Sözün özü biz kadınlar anne, eş, çalışan kadın olarak hayatı omuzlamışken birde erkeğin lüks arzuları ve nefsinin şımarıklığı için hayatımızı ÖTEKİ KADIN sıfatıyla bu insanlara meze etmemeliyiz. Kadın olmaya ve verilen asilliğe gölge düşürmeden onurun insan yaşamında kaybedildiği zaman kazanılması imaknsız tek varlığı olduğu gerçeğini aklımızdan çıkarmamalıyız...
© Copyright, Sağlık TV özel haberidir, izinsiz kullanılamaz.
Yazarımıza mail atmak için tıklayınız.,
0 yorum: